Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Mini İnceleme: Everhood

Kararlı bir amaçtan, hayatın anlamına doğru.

Indie oyunlar dediğimiz zaman çoğu aklına gelen ilk isimlerden biri olmayı başaran Undertale’dan büyük etkide esinlenmiş olduğunu oyuncuya sonuna kadar hissettiren Everhood, ilham kaynağına benzer olduğu kadar farklı bir iş de çıkarıyor. Derin bir uykuda olan kukla Red, yerinde durmak bilmeyen gözü aç minik cücemiz Blue kolunu çaldığı zaman hepimizi ne kadar büyük bir macera beklediğini anlamak mümkün bile olmuyor. Çok basit bir başlangıcı olmasına rağmen bu amaca ulaşmak kahramanımız olan kukla için büyük anlam ifade eder.

Everhood

Maceraya doğru adım adım, ritim ritim!

Yolculuğunda sorularına yanıt bulamayacağı tehlikeli varlıklarla karşılaşmalarından agresif saldırılardan ziyade müziğe göre önümüze gelen ritim bloklarından kaçınarak ilerlemek Everhood’u farklı yapan en temel mantığı. Düşmanlarınız savaş boyunca sizi öldüremediği için sinirden küplere binebilir, veya sizinle dost olmanın daha mantıklı olduğuna karar verebilir. Savaş sırasında herhangi bir seçim imkanı bulunmamasına rağmen, ilerleyişi ve anlatımı herhangi bir seçim yapmadan da hikaye kendini açıklamayı başarabiliyor.

Sahne, Şarkı, Savaş!

Genellikle etkileyici, akla takılan ve takip etmesi kolay olan şarkılara sahip olması oyunu aktif tutmayı gayet iyi şekilde başarıyor. Üzerinden atlanması mümkün olmayan çift ritim blokları ve auralı ritimler, oyunun işleyişini hikayenin ilerisinde değiştirebilecek niteliklere sahip olsa da bu özelliklerin oyunun sonlarına doğru sunulması, can sıkıcı bir durum yaratıyor.

Dönen haritalar ve ritimler arası zıplama platformları gibi farklı yaklaşımların denenmesi, yerine göre şaşırtıcı ve etkileyici yenilikler sunarken, zaman zaman baş döndürücü veya göz yorucu olabilecek bölümleri de beraberinde getiriyor. Karşımıza çıkan ritim dalgalarının müzikle her zaman eş zamanlı olmaması bazen can sıkabiliyor. En problemli yönü ise bazı bölümlerin ilerleyişinin fazla değişken olması ve farklı ışıklandırmaların göz yorgunluğuna, hatta epilepsi nöbetlerine neden olabilecek parçalara sahip olması.

“Eğlendiğim kadar duygulanmak istiyorum”

Everhood pek duygusallık ile ön plana çıkamıyor olsa bile, en başından beri anlatmak istediği hikaye maceranın sonundan ziyade yolculuğun kendisini vurgulamak. Sadece kolunu bulmak için çıktığı macera boyunca bir çok farklı şekillerde dost veya düşman edinen kuklamız Red, oyunun sonlarında amacına ulaşmanın daha fazla soruya kapı açıyor olması duygusallıktan bir o kadar uzak kalırken, felsefi yönünü ortaya çıkarmaya başlıyor. Karmaşık bir anlatıma sahip olmaması anlatmak istediği mesajı düzgün bir şekilde vermesini sağlıyor fakat yine de herkesin anlayabileceği kadar da basit bir mesaj değil bu felsefi anlatımı.

İç dünyasının canlılığı

Karşılaştırılabilecek en yakın örneği olan Undertale kadar canlı ve içine çekmeyi başaran bir dünya tasarımı ve yapıları olması gerçekten her indie yapımın başarabildiği bir yön değil. Yine de bu artısı bir eksiyi de yanında getiriyor. Çok renkli bir yapıya sahip olmasına rağmen yolculuk boyunca karşımıza çıkan karakterler işlenmesi gerektiği kadar derin bir anlatıma sahip değil, canlı bir ATM gibi çoğu ilginç tasarımlara ve mizaha sahip olmalarına rağmen 5 civarında adı hatırlanır karakter ancak mevcut ne yazık ki.

Hikaye işleyişinde bu karakterleri kaybetme olasılığı oyuncuya endişeyi en iyi şekilde hissettiremiyor. Zaman zaman ana hikaye dışında çıkarak karakterler ile etkinlikler yapmak çok keyifli olsa bile gerekli empatiyi kurmak her zaman mümkün olmuyor. Bunun yanında herhangi bir zırh veya silah kuşanma durumu olmadığı için deneyim puanı kazanma mantığı direkt olarak eklenmemiş olması savaş sonrası herhangi bir tatmin hissi yaratamayabiliyor.

Everhood: Hikaye dışında…

Oyunun ana hikayesi dışında eklenmiş olan Steam atölyesi imkanı ile düzenlemiş haritalar hazırlayıp kendinize özel bir ritim savaşı hazırlayabilirsiniz. Savaşacağımız karaktere kadar düzenleyip ekleyebilme özgürlüğü atölye haritalarıyla oyunun sürdürülebilirliğini korumayı başarıyor. Bunun yanında, her indie yapımcılarda olduğu gibi kitlesini önemseyen yapımcı Chris Nordgren, oyuna resmi bir şekilde eklenmiş olmasına rağmen sadece beta test olarak sunulan Türkçe dil seçeneği ile daha fazla topluma erişmek için elini açmaya çekinmiyor.

(Türkçe dil seçeneğine erişmek için Everhood, Özellikler, Betalar, Community Language Test seçeneğine tıklayıp güncellemeniz yeterlidir.)

Steam’de 10 dolar gibi bir fiyata sahip olan Everhood, PlayStation 4/5, Nintedo Switch, Xbox Series X/S ve Xbox One platformlarına sahip olan indie sever herkes için oynamayı rahatlıkla önerebileceğimiz bir yapım olarak karşımızda. Ayrıca oyunun PC oyuncuları için Epic Games üzerinden çok daha uyguna erişilebilir olduğunu da ekleyelim.

Oyunlarla alakalı diğer içeriklerimize ise buradan ulaşabilirsiniz. Oyunla kalın!

Bir Yorum Yaz